“Ya hayat o kadar sıkıcı ki. Kendimi en yakın fantastik dünyaya atmalıyım” diyen varsa kesinlikle yanılıyor bence. Nitekim siz hangi platformu tercih ediyorsunuz, ejderhalar mı daha ilgi çekici geliyor yoksa elfler mi bilemem ama ben bunun için kesinlikle haberleri takip ediyorum. Şakamı beğendiyseniz, teveccühünüz, ama alkışlar İncili masallar rafına koyan canım kütüphaneciye.
House of Dragon için yüksek bütçeli ve ejderhalı Kösem Sultan yorumları yapılıyor. Valla keşke öyle olsaydı çünkü tarihini siyasilerden öğrenen bir toplum için Kösem Sultan anca düşük bütçeli bir House of Dragon olur diyorum. Güç Yüzükleri ise bambaşka bir muamma. Ne zaman izlesem etnik tartışma çıkıyor, biri diyor ki Kürtler aslında elfmiş, cüceler karadenizli, yok hayır Tolkein orkları Türk gibi düşünmüş de.
Godard’ı analım
Bir muhabbet esnasında sormuştum, Kubrick mi Tarantino mu diye? Sorunun kalitesinden ne kadar toy bir sinemasever olduğum hemen anlaşılıyordur. Karşımdaki kadın ise Godard tabii ki demişti. Kadın olduğu için belki de cevabı bir öneri telakki ettim ve izledim.18 yaşında insan bazen beğenilerini kadınların beğenilerine göre inşaa edebiliyor. İşte ondan sonra sinema anlayışım değişmeye başladı. Aksiyon filmlerini beğenmemeye başladım. Ya da beğensem de asla itiraf edemiyordum. 18 yaşında insan bazen beğenilerini prestij malzemesi haline getirebiliyor. Eğer grup tişörtlerini üretenlerin bir felsefesi olsaydı kesinlikle bu olurdu. Bütün bu grup tişörtü giyen içe kapanık metalcilerin diğer bir garipliği de örgütlenseler meclise vekil sokabilecekken kendi gruplarında hala azınlık olabilmeleri. -Bu bir şeyleri hatırlattı mı? Yoo, hayır!- Ben de lisede bu azınlık gruba kendimi bile isteye dahil etmiştim. Sonra telefonla aradılar ve “metal müzik, çizgi roman ve fantastik neşriyat” paketini isteyip istemedikleri sordular.
Bu abonelik ben Godard izleyene kadar sürdü. Felsefe Topluluğunda film izliyorduk. Ve biri neden aksiyon filmleri izlemediğimizi sordu. Ben de aksiyon filmleri mastürbasyondur demiştim. Herkes cevabımı çok beğenmişti, ama lütfen alkışlar Tyler Durden’a. Şimdi geçmişe gidebilsem, “ne yani hepimiz yapmıyor muyuz?” diye sorardım ve yine herkes cevabımı beğenirdi. Şüphesiz ki Godard izlemek zekamı geliştirmiş olabilir.
Şimdi özgürüm. Godard’ı ve Spiderman’i ardarda izliyorum. Elfleri, ejderhaları ve Kösem Sultan’ı da aynı anda sevebiliyorum ve bunu söylemekten utanmıyorum. Boş zamanlarımda geç dönem Osmanlıda geçen anti-emperyalist vampir hikayeleri tasarlıyorum. Büyüdüm mü yoksa tipik bir orta yolcu mu oldum emin değilim. Belki de sadece kafam karışmıştır.