Geçtiğimiz hafta bilin bakalım neredeydim? Yok Bodrum ya da Çeşme değil. Eski top koşturduğum spor kulübünün başkanının ricası üzerine Denizli’de top koşturmaya çalışıyordum.
Bu yazımda size maç anlatacağım. Kör futbolu hakkında eminim ki hiçbirinizin fikri yoktur. Çünkü eşim dostum hatır için bile izlemeye gelmedi bu güne kadar. Ben de oturup hazır İcardi gelmişken size didaktik olarak anlatmak istemiyorum. Merak eden açıp internetten öğrenebilir değil mi?
Medeniyet ilerledi. İnsanlara bir şeyden bahsetmek için detaya girmeye gerek yok. Amma lakin ki öyle değildir.
Körler futbolunu Türkiye’de Görme Engelliler Spor Federasyonu, dünyada İBSA adı verilen kurumlar düzenliyor. Paşa gönülleri oturmuş tartışmış ve bu işin sentetik çim sahada yapılacağına kanaat getirmiş. Bu bilgi önemli. Ayrıca top inşaata kaçmasın diye inşaat demirlerine benzer iskelelerden farkı olmayan bariyerler kullanmak da tehlikeli görülmemiş.
Bu standartlar belirlendikten sonra yerel federasyon düşünmüş taşınmış. Üstün ırkı yakalama projesi kapsamında bir karar verilmiş. Önce bütün kaldırımlar ağaç tezgah, iki ayaklı mal gibi şeylerle doldurulmuş. Körler bu meselelerle cebelleşirken seviye bazı yerlerde bir tık arttırılarak yol ve kaldırımlara çukurlar, merdiven boşlukları koyulmuş. Spor salonları Hayvani fiyatlara yükseltilmiş. Maksat körlerin g*tünün üzerine oturması ve sağlık sorunlarından ölüp gitmesi olmalı. Buna rağmen ayakta kalabilenlere bir tur da imzanızı kabul etmiyoruz, buraya yalnız giremezsiniz diyerek psikolojik oyunlarla cinnet seviyesi de simülasyona katılmış. Bunların tamamından sıyırmayı becerenleri temizlemek için sağlıklı yaşamın kapısı sentetik çim sahalara kurulmuş. Turnuva yazın en sıcak günlerinde, ülkenin en nemli bölgelerinden birinde düzenlenmiş. Ama yetkililer işlerini şansa bırakmak istemiyor olmalılar ki oyuna sarı kod çağrısı yapılıp saat 10.00 16.00 arasında güneşe çıkanı s*ksinler diye çağrı yapılan günlerde saat 16.00’ya maç konmuş. Her gün üstelik. Ayrıca bu da yetmez. Bütün kulüpler klima hak getire kyk yurdunda konaklatıldı. Amatör spor zaten memlekette sıkıntıyken âmâtör spor 5 kat daha sıkıntı. Üstün ırk çalışmalarında güneş tepedeyken ısınan ve maça çıkan körler olur da bundan da kurtulursa inşaat demirlerinden hallice bariyerlere başlarını, k*çlarını çarpıp biraz daha çevresindekilerin kör kör ne işin var muhabbetlerine maruz kalabilirler. Simülasyondan kurtulmanın tek yolu var. Sıçıp batırmak. 9 takımdan 8’i üst tura çıkıyorken 9. enayi olmak. O zaman simülasyondan 4 gün erken kurtuluyorsunuz. Yoksa uğraş dur. Bu nedenle zafer sıçıştadır. Yoksa sabun olmak da var. Ha bu arada İcardi geldi.